Ağrı, vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkan, gerçek ya da psikolojik temellere bağlı olarak gelişen duyusal, afektif ve hoş olmayan tecrübelerin genel ismidir. Kişiye özel bir tecrübe olmakla birlikte her insanda ağrıya neden olan nörokimyasalların salgılanması ile ortaya çıkar. Stres, üzüntü, endişe ve korkular hormon sistemini etkileyerek ağrıya neden olan nörokimyasal salgıları harekete geçirir. Stresle birlikte değişen kortizol düzeyi ve adrenalin, kaslarda gerilimin artmasına neden olur ve bazı organların çalışma sistemini bozar. Stresli durum devam ettiği sürece kısır bir döngü halini alan hormonsal değişiklikler kronik ağrılara sebebiyet verir. Gün içinde gerginliği artıran durumlar ortaya çıktığında ise damarlarda kasılmaya bağlı daralma, kan akış hızında bozulma, kalp çarpıntısı, el ve ayaklarda titreme gibi sıkıntılar ortaya çıkabilir. Strese bağlı ağrılar en çok boyun ve baş bölgesinde görülmekle birlikte göğüs bölgesinde, kol ve ayak kaslarında da sıklıkla ortaya çıkmaktadır. En belirgin özellikleri, gergin bir durum ya da olayı takip eden günler içinde ortaya çıkmaları ve kişinin mutlu olduğu zamanlarda azalmalarıdır.

Strese bağlı olarak ortaya çıkan ağrılar kişiden kişiye değişebilir. Ağrılar vücudun değişik bölgelerinde görülebildiği gibi aynı bölgelerde sürekli tekrar eden ağrılar şeklinde olabilir. Bazı kişilerde ağrıyla birlikte terleme, kalp çarpıntısı, dişlerde gıcırdama, çene ekleminde kasılma, ağlama isteği, kaslarda gerginlik, el ve ayak krampları, nefes alırken zorlanma, tansiyonda düşme ya da yükselme gibi sıkıntılar gözlenebilir. Kişi uyku bozuklukları, duygu durum bozuklukları yaşayabilir.

Ağrı şikâyeti ile doktora giden birçok insan, herhangi bir hastalık kanıtı bulunamadığında ağrılarının psikolojik olduğu kanaatine varmaktadır. Doktordan doktora giden, ağrılarına derman arayan bu kişiler modern tıptan çare bulamadıklarında alternatif yöntemlere yönelmektedir ve ne yazıktır ki toplumun geniş kesimleri bu alternatif yöntemlerden üfürükçüleri anlamaktadır. Çoğu insan stresle başa çıkamadığı zamanlarda psikolojik yardım almayı kabul etmez ve 'ben deli değilim ne işim var psikologda' diyerek tedaviyi reddeder. Halbuki stres ağrıları kronikleştikçe değişen hormon düzeni hipertansiyondan kansere kadar birçok hastalığa davetiye çıkarır.

Stres ağrıları ilk olarak durumu kabul etmekle ve stres eğitimi alarak stresli durumları yönetmeyi öğrenmekle düzeltilebilir. Kişi bu süreçte bir doktorla iş birliği halinde olmalı ve hormon seviyesini takip ettirmelidir. Meditasyon içeren yoga benzeri alternatif yöntemlerle kişi doğru nefes alıp vermeyi öğrenerek zihnini arındırmalıdır. Stresli durumlardan uzak durmak, akşam uyumadan önce ılık bir duş almak, açık hava yürüyüşlerine çıkmak stresten kaynaklanan ağrıları hafifletebilir. Ancak bir doktorla iş birliği içinde olmak en doğru hareket olacaktır.

Stres ağrılarıyla başa çıkmak için çeşitli yöntemler bulunmaktadır:

Bu yöntemler, stres yönetimini kolaylaştırarak stres ağrılarının etkisini azaltabilir.

Stres ağrıları, modern yaşamın kaçınılmaz bir parçası haline gelmiştir. Ancak, bu durumla başa çıkmak mümkündür. Doğru yöntemler ve profesyonel destekle, stresin neden olduğu ağrılar azaltılabilir ve yaşam kalitesi artırılabilir. Unutulmamalıdır ki, her birey farklıdır ve stresle başa çıkma yöntemi de kişiye özel olmalıdır. Bu nedenle, bireysel ihtiyaçlara uygun stratejiler geliştirilmesi önem taşır.