Stres, vücudun çeşitli dışsal ve içsel uyaranlara verdiği otomatik tepki olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde her insanın hayatında stres bulunmaktadır ve bireyler stresi genellikle olumsuz bir kavram olarak görmektedirler. Oysa stres, her insanın yaşamında olması gereken bir durumdur. Vücutta stres olmaması, sinir sisteminin işlevselliğini kaybetmesi anlamına gelir. Ancak, aşırı stres uyarısı olduğunda ve bireyin uyum kapasitesi aşıldığında stresle ilişkili hastalıklar ortaya çıkabilir ve hatta ölümle sonuçlanabilir. Aşırı stresin verdiği zararların yanı sıra, aşırı mutluluk anlarında da stres nedeniyle ölümler yaşanabilir. Stresin önemli noktası, bireyin stresi dozunda yaşaması ve bunu olumlu şekilde değerlendirebilmesidir. Eğer birey hiç stres yaşamıyorsa, bu enerjisinin tükenmiş olmasından kaynaklanabilir. Enerji yeterli seviyedeyse, stres yaşanması normaldir.

Stresin ilk belirtilerinden biri, sabah yataktan kalkmadan önce bile yorgun hissetmek ve bu yorgunluğun gün boyunca devam etmesidir. Sürekli panik hali, endişe veya sinirlilik durumları da stresin belirtilerindendir. Diğer belirtiler arasında şunlar yer alır:

Bu belirtiler, bireyin stres altında olduğunu göstermektedir.

Stresin zararları, beynin organlara mesaj yollamasıyla başlar ve ilk olarak kalp bu mesaja cevap verir. Hızlı bir şekilde kan pompalar ve kalp atışını hızlandırır. Daha sonra solunum sistemi mesaja cevap verir ve daha hızlı nefes alıp vermeye başlanır. Ardından gözler, karaciğer ve sindirim sistemi de bu mesaja yanıt verir. Bu etkilerle birlikte, stresin zararları ortaya çıkmaya başlar. Stres anında fazla enerji tüketildiği için birey kendini halsiz, güçsüz, endişeli ve yorgun hissetmeye başlar. Daha sonra uyku problemleri yaşanmaya başlanır, dikkat dağılır ve konsantrasyon kaybı yaşanır. Birey, daha önce kolaylıkla yaptığı işleri yapmakta zorlanır ve iş performansı olumsuz yönde etkilenir. Kendini rahat hissetmez, içe kapanır ve madde bağımlılığı belirtileri ortaya çıkabilir. Bu durumda panik ataklar meydana gelir.

Stresin verdiği zararlardan dolayı organlar oldukça etkilenir. Kalp atışı normalden daha hızlı atmaya başlar, nefes alıp vermek zorlaşır, baş ağrıları görülür, sindirim sistemi bozuklukları yaşanır, normalden daha az yemek yenir ve aşırı kilo kaybı olur. Beden gücü azalır ve bağışıklık sistemi zayıflar, bu yüzden birey sık sık hasta olur. Ayrıca stres, eğlenceleri frenler ve cinsel ilgiyi azaltır. Stres nedeniyle kaybedilen enerjinin geri alınması için kortizol hormonu salgılanmaya başlar ve vücut kaybettiği enerjiyi geri alabilmek için kana yağ salgılar. Bu durum, kolesterol dengesinin değişmesine yol açar ve kalp-damar hastalıklarına neden olabilir. Sürekli enerji kullanımı, kemik ve kas zayıflamasına ve ardından diyabet hastalığının ortaya çıkmasına neden olabilir.

Stresle başa çıkabilmek için zaman yönetimi önemlidir. Beslenmeye dikkat edilmeli, çeşitli eğlence, aktivite ve egzersizler yapılmalı ve bunlarla beraber bitkisel çaylar tüketilmelidir. Bu yöntemler, stres hormonlarından kurtulmaya yardımcı olabilir.