Kronik stres bozukluğu, hem tıp hem de psikoloji alanında farklı şekillerde tanımlanır. Tıp bilimi, ameliyat şoku, travma, soğuk, heyecan gibi etkenlerin organizmada ve iç organlarda yarattığı hasarları stres olarak tanımlar. Psikoloji ise, bireyde birtakım sorunların yol açtığı duygusal ve ruhsal gerilim olarak açıklar. Günümüzde pek çok hastalığın stres kaynaklı olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır.

Kronik stres, kişilerin uzun süre boyunca yaşadığı stres türüdür ve motivasyonu olumsuz yönde etkiler. Küçük stres faktörleri bir araya geldiğinde kronik stres haline gelebilir. Fiziksel çevre koşulları veya kişisel özellikler bu duruma katkıda bulunabilir. Örneğin:

Bu tür olaylar, bazı bireylerde yarattığı stres zamanla azalır ve normale dönerken, bazılarında ise travmaya dönüşerek aylar hatta yıllar sürebilir. Bu durum kronik stres bozukluğu olarak devam eder ve bireyde kaygıya yol açabilir.

Kronik stres bozukluğu yaşayan bireylerde çeşitli olumsuz düşünce ve davranışlar ortaya çıkar. Bu belirtiler arasında şunlar bulunur:

Kronik stres bozukluğunun tedavisi zor olabilir. Bu tür sıkıntıları yaşamak ve bir anda kurtulmak her bireyin başarabileceği bir şey değildir. Bu noktada, bireylerin kendilerini kurtarmak için gayret göstermeleri önemlidir. Tıbbi tedavi genellikle yeterli olmayabilir ve kullanılan ilaçlar bireyleri sersemletebilir, uyku komasına sokabilir. Bu nedenle, psikolojik tedavi ve hastanın yakınlarının, arkadaşlarının desteği büyük önem taşır. Destekleyici bakım ve antidepresan ilaçlarla kişinin yaşam işlevlerini ve sorumluluklarını üst düzeye çıkarmak mümkündür.

Kronik stres bozukluğunun tedavisinde çeşitli psikoterapi yöntemleri de etkili olabilir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), duygu düzenleme teknikleri ve stres yönetimi stratejileri, bireylerin stresle başa çıkma yeteneklerini artırabilir. Ayrıca, düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme ve yeterli uyku da stres düzeylerini azaltmada önemli rol oynar.